26 Haziran 2013 Çarşamba

DEĞİŞEN DÜNYA

(BİZLER,ONLAR VE GELECEK )


Daha az feryat eden daha az yaşıyormuş gibidir. Daha çok yazan daha çok yaşıyor gibi.

-Zeynep ARIKAN

Neşet ERTAŞ dinliyorum tam şu dakikalarda,hüzünlüyüm sebepsiz. Dünden beri pek çok şey  okudum izledim,kafam aydı diyebilirim.Bazılarını sizinle paylaşayım ki beni daha iyi anlayın.

-78’den sonra kuşak koptu bize sorarsanız. Kuşak koptu, uzaya fırladı. Yeni insanlar yerçekimsiz olarak uzay boşluğundalar artık. Boşluktalar. Şimdiki gençliği ayrı bir kuşak değil ayrı bir tür olarak değerlendirmeli. Zihinsel olarak çok gelişmiş bir tür.

-Şimdiki gençler zihinsel olgunlaşmaya, kendilerini dünyaya getirenlerden çok daha hızlı ulaşıyorlar postmodern sürat toplumlarında. Duygusal yaşları ise bununla doğru orantılı değil. Akılları dünyayı aşacak kadar büyük, ama duyguları çok küçük. Küçükler, çünkü duygusal anlamda büyüme şansları hiç olmadı ve belki de hiç olmayacak. Üşüyorlar. Kendilerini saracak bir sıcaklığa bütün bir ömürlerini verebilirler

-Bu noktada araya girmek istiyorum.Çok doğru değil mi söyledikleri,evet çok fazla bilgiye ve dolayısıyla biraz daha üstün bir zihinsel kapasiteye sahibiz - ki bu pek bir artı değil çünkü hepimiz öyleyiz- ama sevgi eksikliği bariz bir şekilde sonbahar etkisiyle dökmekte bizi,herkesin bir sevgili araması bu yüzden değil mi?,bulamamaları 'da  bu zihinsel kapasiteden bence,tam olarak ikizimizi arıyoruz biz ama unuttuğumuz şu ki insan aynaya bakarak yaşayamaz,en farklı olanı sevmeliyiz ki değişe bilelim,değişmekten korkmamak gerek- 

Küçük bir insan uyku dışında ne yapar kışları? Okula gider. Okula gider. Okula gider. Okuldan gelir. Okuldan gelir. Okuldan gelir. Gelir. Özel öğretmene gider. Döner. Hafta sonu dersaneye gider.
Çocuklar, ergenler şehrin ağır işçileridir. Yeni şehirlerde en erken onlar uyanır. Bir şehirde en erken kim uyanırsa o şehrin ağır işçisi odur. En erken onlar uyanır. En erken onlar yola çıkar.

-Evet en ağır işçiler biziz şehrin,zaten her şeyi öğrenme imkanımız varken günde 8-9 saat bir odaya kapatılmamız ve geride kalmış gelecekte yeri olmayan zırvalar öğrenmemiz doğrumu sizce?.Biz önümüzde ki ekranlardan tüm dünyayı görebiliyoruz zaten sizin küçük pencerelerinize ihtiyacımız yok,10 dakikalık teneffüsler yetmez biz,biz tüm dünyanın havasını solumaya alışkınız-

Dünya değişiyor. Çocukların zihinsel kapasiteleri arş-ı ala’yı aşıyor. Değişmeyen, çocukların çocuk halleri, çaresizlikleri, kendilerine açılan kollara koşma arzuları. Eski dünyadan arta kalanı çocukların gözlerinde okuyabilirsiniz. Tarihin güzel kısmı onların gözlerinde silinmeye yüz tutmuş bir eski yazı. Erişkinlerde söndü çoktan gözlerin feri. Onlarda hala ışık var.

-Bizler değişimin temsilcikleriyiz,Taksim' bakın.Mizahla,gülen suratlarla biz herkese tüm siyasi ve pis oluşumlar göz dağı verdik,anlasınlar biz kimsenin emri altında değiliz,zaten özgürlük isteyenler kimsenin emrine giremez ki,oluşumun yapısına aykırı,bana soracak olursanız biz bol çay ve bol kahkaha istiyoruz,bence gidelim taksime millet vekilleri çay dağıtsın oturalım Leyla ile Mecnun izleyelim-

(not: alıntılar  Fatih Altınöz 'e aittir )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder