27 Haziran 2013 Perşembe

BAY ROGUAR VE BERBAT YAŞANTISI

Bay roguar diyerek yanıma yanaştı,kısa boylu tıknaz uşağım.Ses tonu ne kadarda kasvetliydi.Bay matildo geldiler efendim dedi,İstemsiz elim kravatıma gitti,düzelttim içeri al dedim.Paytak paytak yürüyerek çıktı.Gözlerim yağmurla yıkanan pencereye kaydı,ne fena bir gündü,Masamın üzerinde ki evrakları kaldırdım bunlar gereksizdi,az sonra büyük ihtimal ülkeyi karıştıracak bir bilgi alacaktım. Matildo siyah takım elbisesi ve tüm kasvetiyle odaya girdi davet beklemeden karşıma oturdu yarı uzattığım elim havada kaldı,bozuntuya vermeden saçlarıma götürdüm.
Matildo bir sigara yaktı,parlement içiyordu,tüm pis politikacılar gibi ve tüm en pahallı sigarayı içiyorum demek isteyenler gibi.İlk nefesini çekti,gözümü ayırmadan izliyordum.İlk nefesi yavaşça verdi ve hızlıca peş peşe 4 nefes çekti,.Külü halıya silkeledi.Ve konuştu benim gözüm  15 bin liralık halıda ki 9.50 tl'lik sigaranın külündeyken.

-kanala bir kaset teslim ettim onu yayınlayacaksın,sakın kesme tamamını ver,günde 6 defa vereceksin en çok izlenen saatlerde artık onuda sen ayarlarsın.

Sigarasını sehpada söndürdü ve gitti.Kanalı aradım bana söylediklerini tekrarladım.Eskiden olsa kaseti izlemek isterdim ama nasıl olsa yayınlamak tek çaremdi. Zaten şeref ve insanlık kaybediyordum bide zaman kaybetmeye ne gerek vardı...
Çalışma odamdan çıktım evin içinde dolanmaya başladım.Sıkıldım bahçeye indim,Lalere bakmak için arka tarafa geçtiğimde hizmetçim bayan elinka'nın telefonla konuştuğunu gördüm.Bir müddet yaşına göre -38- şahane olan kalçalarına baktım.Sonra nedense -sanırım yaşlılığımdan- gözlerimi tekrar lalere diktim ve telefon konuşmasını dinlemeye başladım bayan elinka adeta yalvarıyordu.

-Ne olur sanilka,sana yalvarıyorum olaylara karışma,boş ver çiçekleri,senin bir geleceğin var mahvetme,hem televizyonda söylediler polis öldürmüş göstericiler bir kaçıda kilise duvarına işemiş,,,,papazın ne dediği umurumda değil başkan yapıldı dedi,,,ne olur geri dön yanlış yapıyorsun...

Daha fazla dinlemek istemedim,zaten lalerde sıkıcıydı.İçeri döndüm.Televizyonu açtım.Haberler vardı bizim kanalda,saate baktım 10 dakika erken başlamıştı,sanırım böyle istemişlerdi.Para kazanmama izin verdikleri sürece istediklerini yapabilirlerdi. Kendimi bir masalcı olarak hissediyordum.Onlar bana şeker ve çay veriyor ben karşılığında insanları uyutuyordum gerek yalanla gerek masalla.
Diğer kanallara baktım,onlarda öyleydi.Ne güzel demek herkes para kazanabiliyordu.Nede olsa uyuyanların cebinde para çalmak kolaydı.Tekrar çalışma odama çıktım. Bir viski açtım,uzanıp raftan bir kitap aldım,sakince okumaya başladım,1 saat sonra viski şişesinin %50'sini içmiştim,kadehi elimde zor tutuyorum.Telefon çaldı.Sekreterimin telaşlı sesiyle karşılaştım.Kanalı basmışlardı!:Peki ne yapıyolardı?,Marşlar okuyarak çiçek mi dağıtıyolardı..biraz rahatamıştım,,ya güvenlik onlar neredeydi,,kıyafetlerini bırakarak kaçmışlarmı!,bir grup canlı yayınamı girdi,,ne yapıyolar peki,,duruyolarmı öylece,,hiç kıpırdamadan,,,diğer kanallardamı basılmış,,şimdi hepsinde bildirimi okuyolar,,ne diyolar peki...'uyandık,uyandırıyoruz,,şimdi izleyin',,kendi kasetlerinimi koydular,,daha fazla dayanamadım,,zor tuttum bardağım ve yarım viskim yere döküldü,,,değişik bir koku geliyordu.Dışarda hava güneş açmıştı,temiz bir bahar rüzgarı esiyordu,,halıdaki küller savruluyordu,ben bitmiştim her şey bitmişti,,peki şimdi ne olacaktı,,içeri bir kuş girdi,az önce küllerin durduğu halıya kondu,,tam bana bakarak neşeyle şakıdı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder