SOKAKLAR
Sokaklar ıssız olur geceleri
ve ayak sesleri yankılı
kuşlar uyku mahmuru çırpar kanatlarını
kediler huzursuz uykularında kıpırdanır
apartmanlar sessizce fısıldaşır
sokak lambaları kibirle ışıldar
gündüz yaslanıp sigara içilen fabrika duvarı
öksürükten uyuyamaz
kaldırım taşları günün yorgunluğuyla inler
karanlık koyulaşır
ve aniden yükselir güneş
sokaklar memurlar akar mesaiye…
İSTANBUL
‘Yedi tepeli kadim
dostum’
sen cihanların kilit
noktası
sen Napolyonun gözdesi
sen ki muhteşem şehrin muhteşem
insanı
Niye böyle oldun sen ?
her
güzelliği kirletmek isteyenler vardır , bilirim
ama seninki bir garip oldu be
dostum
kirletmek isteyenler beceremedi
güzelliğine ortak olmak isteyenler kirletti seni
metropol olmak bozdu seni
büyümek bozdu
çocuksu hallerde güzeldin sen
kurum kokmazken çiçeklerin
halice doğru pislik akmazken
her güzele kötü bakmazken
sen
güzeldin İstanbul
ŞUBAT
Her güne farklı isim
vermişler
her gün farklıymış gibi
birde saat diye bir şey yapmışlar
zamanı bilmek ölümü öldürecekmiş gibi
bana seni
göstermişler güzel bir günde,güneşli bir havada
sanki sevecekmişsin gibi
kendini hak edeni sevmez insan bilirim
şubattan
beri
ama sende bil
‘ölmek basit bir şeydir
ben
seni gördüğümden
sen beni sevmediğinden beri
KAYIKÇI
Bir kayıkçı dostum vardı
iki kıyı arasıydı
mekanı
araf bekçisi gibi
dolanırdı
mavi gözleri suyun
maviliğine karışırdı bazen
güçlü kolları
dalgalarla ters yönde yarışırdı bazen
o kıyıdan bu kıyıya
dolanırdı
ayni sularda farklı
yolcularla
bu bitmez döngüsüyle
bir semazendi o
yoğun mesaisi ile bir
emekçiydi o
dalgalarda savrulan
ruhuyla bir insandı o
YOL
Kaçalım
gel tut tenimden
kaçalım
geride kalsın ev
mahalle şehir ülke diyar
sen ol ben olayım
önümüzde yol olsun
yeni yerler
keşfedelim yeni ideolojiler bulalım
ben seni şiirle
eylerim yol boyu
sen teninle ısıtırsın
koynumu
kalkar yine gideriz
yola , yol bizim zaman bizim
başka şeylerde bizim
olur uzadıkça yol
anılar şarkılar
şiirler dereler tepeler yeni yeni nutuklar
belki tanıdıklara
rastlarız
uzakta bir ağaç
altında tüttüren
renkli bir esmer adam
el sallarız
o bize dumanla selam
çakar
uzatırız
yolumuzu izbelere dalarız
önemsemeyiz zamanı
belki saat 21-22 şiir
yazarken görürüz nazımı
biz selam veririz
o bir dize daha yazar
tutkuyla
çok uzaklara gideriz
biz seninle
kaf dağını aşarız
belki
sen dondurma istersin
çilekli
ben koşar bulurum
bulutlardan güneşten
galaksiden
gel bak daha ne
masallar yaşarız
sen iste romayı
tekrar yakarız
yeter ki tut tenimden
PERDENİN ARKASI
bir adam bu gün
hırıltılı fısıltılı
galipten bir sesle
tek nefesle
öleceksin dedi
bir nefes çektim
elimdeki hayattan
bu gün öleceksin dedi
Çektiğim nefes
boğazımda bir yerde
Kenarda köşede
katılaştı
büyüdü göz bebeklerim
son kez kestiler
ortamı
titredi ellerim son
buldu hayatım
tebeşirden suretim
kaldırımda
miyokart enfarktüsü
tanısı
otopsi raporumda
benden bir hatıra kaldılar yarına
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder