2 Mart 2013 Cumartesi

ESKİDEN KALMA BİR MEKTUP ÜZERİNE


                                   (DOSTLAR,YALNIZLIK VE ANLAMSIZLIK ÜZERİNE)



Bu metin tarihi tam belirli olmamakla birlikte, Mehmet NAZIM ın dostu Muzaffer Tayyip USLU ya yazdığı bir mektupdur.Bunu sizlerler paylaşıyorum çünkü bu mektup bir insanın acı çekilebileceğinin ,ne kadar yalnız olabileceğinin kanıtıdır.




Sevgili dostum,
sana o kadar uzun zamandır yazmıyorum ki,şu an bu satırları yazarken utanç duyuyorum ama inan geçerli sebeblerim vardı.Sana anlatmak ve biraz olsun ızdırabımı hafifletmek istiyorum.
Hayatına hiç anide giren ve her şeyi alt üst edip geldiği gibi aniden ve gelişinden çok daha yıkıcı şekilde giden biri odlumu?.Sanmıyorum,bu türden bir olay ancak benim gibi talihsiz birinin başına gelebilir.Bazen kaderimin Dostoyevski tarafından yazıldığını düşünüyorum,öyle ya başka kim bu kadar talihsiz olabilir ki?
Hayatınızdan gerçekten değer verdiğiniz biri çıkınca geride kalan tek şey,boşluk oluyor.Bu boşluk nedense-belkide çok değer verildiğinden- varken doldurdukları boşluktan çok daha fazla oluyor…
Bu anlamsız giriş kısmı için özür dilerim ama yazmalıydım,bilirsin bazen yazmak gerekir yazmasan boğulursun o duygunun altında,ezilirsin.Belkide takıntılı bir tip olmamdan,beklide tartışılmaz garipliğimdendir bilemiyorum ama hep yalnızım,özelikle şu dönemde.Bir buğran anında kaçtığım tüm ‘insanlara’ sonrasında ihtiyaç duymam kendimle bu denli çelişmem beni çok tedirgin ediyor,iki yüzlü birimiyim yoksa buda ‘doğa kanunlarından ‘ biri ve bunda benim suçum yok mu?
Hayatıma aldığım her darbe geniş yansımalar buluyor içimde,bazen uyuyamıyor ve bunları düşünüyorum geceleri.Derdin varsa yada kendine dertler yaratıyorsan daha uzuyor sanki geceler,istenmeyen kaçılan bir yaratığa dönüşüyor.Saatlerce tavanla göz temasında kalarak,düşünceler içinde dolanıyorum ama elime bir şey  geçmiyor,çünkü bulanabilecek bir çözüm yok,çünkü aslında çözüm bulunabilecek bir dert yok ortada.
Okuyorum bu aralar,hiç okumadığım kadar çok okuyorum,beklide böyle hafifliyor yalnızlığım,yada bana öyle geliyor.İnsanlarla tanışamayacak kadar korkağım-bunu her düşündüğümde en azında iyi yaşayan bir korkağım diye eklemekten kendimi alamıyorum,buda benim ne kadar sefil ruhlu odlumun bir göstergesi !- ve bundan utanmıyorum aslında.Tüm bunları kafamda saatlerce dolanınca fark ediyorum ki aslında acı çekmeyi hak ettiğimi düşünüyorum.Bilmiyorum beni ne kadar anladın,ben ne kadar anlatabildim..
ama böyle işte dostum,hiç sormadım şu ana kadar-kendi derdime o kadar gömülmüşüm ki!- sen nasılsın,yeni şiirlerin varmı o harika dizelerinden okumak istiyorum.Benim aksime olabildiğince kısa sürede cevap yazarsan çok mutlu olurum,
saygılarımla.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder